|
Post by dekort on Jan 15, 2009 14:40:48 GMT 2
Tanıtım: Yagami Light, üniversite giriş sınavlarına hazırlanan bir lise son sınıf öğrencisidir. Light (Raito), Japonya'nın belki de en yetenekli ve zeki öğrencisi olmasına rağmen, yaşadığı dünya ona tat vermemektedir. Her gün gittikçe artan suç oranı ve adalet sisteminin çökmüşlüğü, onun için bu dünyayı daha da anlamsız ve çürümüş kılmaktadır. Bu yüzden de, hiç bir şeyde anlam görmemektedir. Light, bu buhranlarını kendi içinde yaşarken, ders sırasında bir defterin gökten düştüğünü görür. Okul çıkışı elinde olmadan defterin düştüğü yere yönelir. Defterin üstünde "Death Note" yazmaktadır. Defteri yerden alıp incelediğinde hiç de inanacağı şeylerle karşılaşmaz. "Bu deftere ismi yazılan insan ölecektir." Nedenini kendi bile bilmeden, defteri alıp evine döner. Evde haberleri izlerken, bir adamın bir anaokulundaki öğrencileri ve öğretmenleri rehin aldığını izler. Defterin gerçekliğini test etmek için rehin alan adamın adını deftere yazar. Ve 40 saniye sonra adam ölür. Defterin gerçekliği karşısında şaşkına dönen Light, kendi ideal dünyasını yaratmak için diğer suçlulara yönelecektir. Ama ya dünya onun varlığını öğrenip peşine dünyanın en iyi dedektifi L'i takarsa? Not:2007 Tokyo Uluslararası Anime Fuarı kapsamında dağıtılan 6. Tokyo Anime Ödülleri'nde "En İyi TV Serisi" ödülünü kazanmıştır. anime.gen.tr'den alıntıdır.. Ölüm Defterinin Kuralları Death Note'a ismi yazılan insan ölür. İsmi yazıldıktan sonra 40 saniye sonra ölüm nedeni, ölüm nedeninden 6 dakika 40 saniye sonra detaylar yazılabilir. - Death Note'u kullanan biri, öldüreceği insanın yüzünü görmüş olmalıdır. Aynı isimdeki diğer kişiler bu şekilde etkilenmezler. - Death Note'u kullanan insan ne cennete ne cehenneme girebilir. - Death Note başkalarına verilebilir. Ancak bu durumda onunla ilgili tüm hatıralar kişinin aklından silinir. - Death Note olanaksız şeyleri sağlamaz. - Shinigamilerin gözleri, insanların adı ve soyadını, yaşam süresini, yaşını vb. gösterir. İnsanlarla bu gözler değiştirilebilir ancak karşılığında insan ömrünün yarısı Shinigami'ye geçer. - Bir Shinigami, insan hayatını kısaltmak için yaratılmıştır. Bunu uzatmak için defteri kullanan Shinigami ölür. - Death Note, eğer bir insanın eline geçerse, deftere önceden sahip olan Shinigami, o kişiyi 39 gün içinde bulmalıdır. Bu kitap ölüm tanrısı ile insan arasında bir bağ olacaktır. 37 bölümlük anime; türkçe alt yazıyla buradan izleyebilirsiniz; ayrıca mangasını buradan okuyabilirsiniz.Anime hakkında daha ayrıntılı bilgi için buraya tıklayabilirsiniz..
|
|
|
Post by dekort on Jan 15, 2009 14:46:34 GMT 2
Animeyi izlememiş olanlar için çok feci spoiler içerebilir bu yorumum, şimdiden uyarılır... Kaç gündür deli gibi Death Note izliyorum ve bunca zaman boyunca izlememiş olmamın acısını da yaşıyorum aslında.Gecelerim bu animeyle alakalı rüyalarla dolmuş vaziyette; hele bir de hastaysam bütün gece gözümün önünde ölüm melekleri bir sağa bir sola dönüyorum..İki gündür bütün hayatım durmuş vaziyette; yeni bölümün merakıyla yerinde duramayan ve bulduğu bölüme saldıran acayip bir yaratık oldum; kendimden korkuyorum şu an.2006 yılının bir numaralı animesi olarak; kendisi bizim evde ilk defa misafir olmuştur; uzun bir süre de etkisinin gidebileceğini zannetmiyorum. 37 bölümü iki günde bitirip; akşamın ve dolayısıyla gecenin kör vakitlerine kadar 3 filmini gözlerimde görme yetisi kalmayana kadar tükettikten sonra sabah yataktan kalkmam o kadar da kolay olmadı.Bende kendime soruyorum zaten, “nedir bu acele” diye ama elimde değil, çok sevdim ben bu animeyi.Hatta hala kızıyorum kendime neden bu kadar geciktim izlemek için diye ama anime izlemeye başlamak için harika bir seçenek olduğunu da göz ardı etmiyorum.Bir kere L ile tanıştırdı bizi; bu bile yeter diyeceğim ama çok sığ bir yorum olarak kalacak.Yine de L sevgisi etrafında buluşanlar, onun için meşaleler yakanlar ne demek istediğimi anlayacak.En baştan başlayarak Light’tan bahsedelim.Onun düşünce yapısını onaylamak ve onaylamamak arasında kalanlardan biriydim başlangıçta. Elinde öyle bir güç olacak ve sen de bunu “adaleti” getiriyorum diyerek kullanmak isteyeceksin; zaten bu nokta izleyenin ne zayıf halkasıydı bence.Light bile o psikopatlığı içinde kendini bu sözde “haklı temelleri” üstünde şekillendirdi; ben adalet getiriyorum diyerek başladı macerasına; ben bu dünyanın tanrısıyım diyerek zirvesine ulaştı.İstediğimi, istediğim zaman ve istediğim şekilde öldürürüm ve beni kimse engelleyemez; “ben seçilmiş kişiyim” ve ben yeryüzünün tanrısıyım diyerek sahip olduğu o müthiş egoyu, elindeki güç ve zekasıyla birleştirip resmen herkesi süründürdü.Light izleyen açısından potansiyel bir düşman olma yolunda ilerlerken öyle bir ters türs ettiler ki hikayeyi bir bölümde Light, Misa ve L el ele tutuşup oturdular karşılıklı.. Bu işte öyle bir hikayeye sahipti; insan nefretini de tam olarak yaşayamadı belli bir süre.Ama ne olursa olsun değişmeyen bir duyguya sahip olduk; Light artık yenilsin ve birisi ona “şah ve mat” desin.Bu birisi muhakak ki L olsun diyen içselliğimiz, belki istediği şekilde cevap bulamadı ama sonunda içindeki o gaddar duyguyu sonuna kadar hissetti.Light’ın hep bir planının olması, bir adım önde gitmesi en sinir bozucu özelliği olsa da; onun ve L’in zekalarının çarpışması bir o kadar da heyecanlıydı.Zaten işin püf noktası bu ikisi arasında gizli; L bir yerde demişti “biz birbirimize çok benziyoruz” diye , iki benzer yapıdan insan iki farklı düşünce için savaşıyor ve ortaya “neler olacak şimdi, ay düşünmekten başıma ağrılar girdi, yanaklarım kıp kırmızı oldu” diyen bir kitle çıkıyor.. Baş ağrıması kısmını abartmıyorum; belki de grip falan olmuşumdur bilmiyorum ama ne zaman bu animeden bir iki bölüm izlesem onların bir sonraki adım için kurdukları teorileri takip etmekten; planların ince detaylarına şahit olmak ve onlara kendi zihnimde bir anlam yüklemekten beynimin kıvrımları yanmaya başladı.Uzun zamandır bu kadar bulmaca zeminli bir yapım izlemediğimden de olabilir tabi..Ama görünüyor ki, adamlar en ince detayına kadar düşünmüş, bu izleyeni her bir saniyede nasıl bu kadar heyecanlandırabiliriz, şaşırtabiliriz diyerek gece dememiş, gündüz dememiş çalışmışlar.Öyle sahnelerle karşılaştık ki “tamam artık kaçış yok, bu iş burada bitti” dedik ama Light eldeki sabun misali tuttuğun gibi L’in elinin içinden kayıp ortadan kayboldu.Geride ise L, elindeki o kalıntılarla ne düşüneceğini bilemez bir halde kendini tatlılara verdi.. Seviyorum L’yi; ama öyle böyle değil, ciddi bir sevgi hissediyorum ona karşı.Belki abartılı bir saygı, yerinde bir güven, onun alışılmışın dışında gelen davranışlarına karşı karşı konulmaz sempatim, marjinalliğine hayranlığım , zekasına duyduğum kıskançlık derken ortaya böyle kolektif duygular çıkıyor ki; hepsiyle nasıl baş edeceğimi bilemediğim için hepsini tek bir kelimeye sığdırmaya çalışıyorum; “seviyorum” ben bu çocuğu..İlk ortaya çıktığında polislerin yüzündeki şaşkınlık ve “bu mudur” düşünceleri bende de vuku bulmuş, ama çok kısa bir sürede bu düşünceler yerini hayranlığa bırakmıştı.Light’ın her bir adımını sanki kendisi de yanındaymış gibi bilebilmesi; o ilginç oturuşu, kambur yürüyüşü, tatlılara inanılmaz düşkünlüğü derken çocuk animedeki en önemli karakter oldu gözümde.. Çok zeki ama bir o kadar da melankolik; amaca odaklanmış bir şekilde yaşayan dünyanın ne ünlü dedektifi.Öldüğü sahnede resmen içim acıdı; bir an inanamadım, içten içe kahroldum, ilerleyen bölümlerde bir şekilde ortaya çıkar diye düşündüm ama 25. bölümde ağlamsık bir ifadeyle kala kaldım işte.Bende farkındayım, çok duygusal bir yazı olma yönünde ilerliyor bu yorum ama bir yerden sonra farkında olmadan ipim kopuyor, coşuyorum.Zaten o sahneden sonra beni kimse tutamazdı; içimden gizli mersiyeler mi düzmedim, 25’den 37’e kadar ne gerek vardı üstüne bu kadar bölüm vermeye mi dedim; dedim de dedim; hala da konuşmaya devam ediyorum.İstediği sonu alamayan mutsuz ve mızmız izleyici havam daha nereye kadar devam edecek bende çok merak ediyorum. Ama ne olursa olsun inkar edemeyeceğim gerçekler de ortada; hayatımızda izleyebileceğimiz en heyecanlı animelerden bir tanesi.Soluk soluğa izledim her bir karesini ve ben uzun zamandır bu kadar heyecanla bir şeyi takip ettiğimi hatırlamam.Ben genellikle manga insanıyımdır; sabahtan akşama gözüm dönmüş bir şekilde manga okurum ve bu son haftalara kadar animeye pek yüz vermezdim.Ne büyük kayıpları oluyormuş insanın; gerçi bu saatten sonra Death Note gibi kaliteli bir anime bulabilir miyim bilemiyorum.Önce animesini, sonra kesintisiz filmlerini izledikten sonra ciddi bir Death Note zehirlenmesi geçirmiş bir insan olarak; mangasına da gözümü dikmiş vaziyetteyim.Ama bence bu sıralamada önce mangası okunmalı ki, animesinin tadı ayrı bir iz bıraksın damaklarda.. Filmleri ilk izlemeye başladığımda; “bu nasıl bir görüntü kalitesidir, bu nasıl oyuncu seçimidir, neden bazı yerlerde ciddi değişiklikler yapılmış, ben bunu izleyemem, animesiyle hatırlarım daha iyi” şeklinde olumsuz eleştirilerim olmadı da değil; ama bir süre sonra insanın gözü onlara da alışmaya başlıyor.İlk film neyse, ama ikinci filmin finalini animeden faklı bir şekilde yapmışlar; tam izleyicinin istediği gibi olmuş desem yeridir.Hani 25. bölümde yaşadığımız o hüsran duygusunu telafi etmek istemişler belki de; bilemiyorum ama filmlerde çoğu yerde doyumsuzluk yaşasam da; finali itibariyle beni daha fazla mutlu edebildiler.Son film ise tamamen L üzerine kurulu olup; beni ister istemez kendisini izletmeye zorladı.Daha iyi olabilirlerdi, ama elimizde hiçbir şey olmamasından daha iyi diyorum artık.. Death Note; benim için bir milad olsun; önümde yeni ufuklar açsın; anime alemi beni kucaklasın ve tabi bende onları.L, hafızlardan kolay kolay silinecek gibi durmuyor; bu tamamen zihinlerde yaşanan kaçıp kovalama hikayesi de.Bu arada son söz olarak, müzikleri ayrı bir güzeldi; hele ilk sezonun açılış müziğine ayrı sevdim ama ikinci sezonun açılış müziği için aynı duygularla hareket edemeyeceğim..Death Note, başka bir şey; eşi benzeri olmayan bir şey..
|
|
|
Post by darkangel on Jan 15, 2009 18:42:33 GMT 2
Ah var ya vakitsizlikten türkçe alt yazýlý nerede bulurumu bir türlü araþtýramadýðým bir seridir. O kadar merak ediyorum ki bir þekilde zaman yaratýp izlemem lazým. Çok teþekkürler spoiler yorumunu da bitirdikten sonra okurum artýk
|
|
|
Post by Sucker Punch on Jan 15, 2009 19:28:58 GMT 2
Tatilde izleyebilirim inþallah
|
|
milomania
Acemi Yorumcu
BigBang is VIP
Mesaj: 451
|
Post by milomania on Jan 24, 2009 11:53:28 GMT 2
Aaa çok ilginç ya ben de son zamanlarda sarmıştım bu animeye. Çok büyük tesadüf oldu yani burda açıldığını görmem İzlemek isteyenler için de tşöyle bir yer sunalım o zaman tr altyazılı şekilde. Daha pek çok animeyi izlemek için ki Naruto'yu da tavsiye ederim www.animefreak.tv/watch/death-note-english-dubbed-online-free
|
|
|
Post by dekort on Jan 24, 2009 13:02:29 GMT 2
milomania, imzana bayıldım resmen.Zaten içinde L olan her şeye karşı inanılmaz bir sempati içindeyim; bu ruh halim ne zaman geçecek çok merak ediyorum.Masa üstüm bile onun wall'larıyla şenleniyor kaç gündür.. :
|
|
ssangel
Acemi Yorumcu
KANIMDA SENİNLE YAŞIYORUM...
Mesaj: 473
|
Post by ssangel on Jan 24, 2009 13:14:28 GMT 2
çok ilgimi çekti bir ara bakayým gerçekten.en son izlediðim anime avatar dý.onuda bitireli beya oldu.finallerden sonra iyi bir þey izlemek iyi geliyor...
|
|
milomania
Acemi Yorumcu
BigBang is VIP
Mesaj: 451
|
Post by milomania on Jan 24, 2009 13:18:17 GMT 2
|
|
|
Post by dekort on Jan 24, 2009 14:11:04 GMT 2
Woww diyorum başka bir şey diyemiyorum milomania, hepsi birbirinden güzel ve göz alıcı; ellerine sağlık..Renkleri çok güzel ayarlamışsın, hayranlıkla bakıyorum şimdi.Benim imzayı kardeşim yapmıştı benim için, ama bu gidişle onu bırakıp seninkilerden kullanmaya başlayabilirim haberin olsun..O en baştaki "last day together" imzası beni benden aldı, içimi acıttı resmen..
Yağmur altında L "aslında birbirimize benziyoruz" dediğinde, ben ne bileyim içimde umut belirmişti azcık.Hatta son ana kadar belki Light vaz geçer diye bile düşünmüştüm..Gözümüzün önünde en sevdiğimiz karakter yere düşüp öldü ya; o anı hiç unutamam, artık nasıl bir ruh halindeysem dokunsalar ağlayacaktım.Cidden; anime için yaratılmış bir karaktermiş, gerçek değilmiş dinlemedim; ciddi ciddi sanki yanı başımda yaşayan biri ölmüş gibi üzüldüm..Tabi Light'a sonuna kadar da "Allah cezanı versin, geber.." diye söylendim..
Ancak bu da bende bir muammadır; onca zaman öl dediğim adam ölünce ona bile "üzüldüm"..Sanki o şekilde ölmek ona pek yakışmamış gibi, bilemiyorum..Death Note ortaya çıktı, bende pek mantık da kalmadı zaten..
|
|
milomania
Acemi Yorumcu
BigBang is VIP
Mesaj: 451
|
Post by milomania on Jan 24, 2009 19:04:59 GMT 2
Naparsa yapsın Light'a çok fazla kızmıyorum ama Rem... O Rem'e ettiğim laflar var yaa Değer miydi o Misa-Misa için Misa'yı severdim ama artık Rem yüzünden sevmiyorum Light'ın ölümü kötüydü evet ama L'in ölümü kadar üzmedi beni açıkçası İtiraf ediyorum: Ben L öldüğünde ağladım bile Şey filmlerini de izlediğini söylemişsin. Acaba diyorum ki nerden izledin? Çünkü ben de çok izlemek istiyorum ama bulamadım nerde olduğunu :-/ Linkini verebilir misin acaba??
|
|
|
Post by dekort on Jan 24, 2009 19:21:11 GMT 2
Aslında anime bölümlerini ve filmlerini kardeşim gönderdi bana, o da indirmişti.Gerçi filmler için türkçe alt yazı bulamadık, ingilizce alt yazıyla izledim ben ama şimdi baktım; www.mysoju.com/death-note/Buraya üç filmide koymuşlar.Filmler başlangıçta insanı pek tatmin etmiyor, hatta L için seçilen çocuğu insan başta kabullenemiyor ama zaman geçtikçe "bundan daha iyi kimse L'yi oynayamazdı" diyor.Çocuk belli birr süre sonra o havayı veriyor gerçekten.Ayrıca filmde finnali çok güzel bağlamışlar, ben özlelikle 3. filmi izlemeni öneririm; L üzerine kurulu bir film, ve ben sonunda ağladım.. Bu arada bende sana katılıyorum; Rem, "Allah cezanı versin.." Ya sevdiği kıza bakıyorum, onun için yaptıklarına bakıyorum pes diyorum.Misa; iyi kız hoş kızda baya boş bir kız olduğundan değer miydi yani..
|
|
|
Post by Johanna on Jan 25, 2009 2:19:41 GMT 2
bende ne zamandýr türkçe altyazýlý bir yer arýyordum. çok saolun valla süper oldu. gecenin bu saati olmasýna raðmen meraktan ilk bölümü seyrettim bile. süperdi. bakalým gerisinde ne olacak. onlarda yarýna kalsýn artýk
|
|
milomania
Acemi Yorumcu
BigBang is VIP
Mesaj: 451
|
Post by milomania on Jan 26, 2009 11:17:04 GMT 2
Ben ilk iki filmini izledim. İlk filmin başında ölen bi adam vardı. Hıaaağğğ noooaaaaahhğğğ nidalarıyla bağıra çağıra kalp krizi geçiriyodu. Herife gülmekten öldüm. Japonların şu abartılı hareketlerine bayılıyorum çok şirinler :-[ Başta Light'ı oynayan çocuğu pek beğenmemiştim. Fazla toparlak yüzlüydü ve çok yakışıklı diildi. Halbu ki itiraf edelim animede öyle bi çizmişler ki herifi insan way anasını ne kusursuz olmuş. Böyle bi herif dünyada bulunmaz diyo. Neyse o herif beni biraz hayal kırıklığına uğratmıştı ve rolünün hakkını da çok veremediğini düşünmüştüm. Ama en sonda Kira'nın yakalandığı kısımda Kira'nın Tanrı kompleksi psikopat halini harika yansıtmıştı. Gönlümü aldı L ise baştan sona harikaydı. Ondan başkasını gerçekten de L olarak düşünemezdim Ken'ichi Matsuyama :-*Filmde animeden farklı ilerlemeleri iyi olmuş bence. Light'ın kaybetmesine ve L'in kazanmasına acayip sevindim. Hiç öyle Near'mış Mello'ymuş saçmalamamışlar. Harika çevirmişler bence :-[
|
|
|
Post by darkangel on Jan 26, 2009 12:32:45 GMT 2
Ýster misiniz bir sonraki tanýtým konumuz Death Note olsun? Logo ve diðer þeyleri ona göre yayýnlayayým?
|
|
milomania
Acemi Yorumcu
BigBang is VIP
Mesaj: 451
|
Post by milomania on Jan 26, 2009 12:39:55 GMT 2
Ýster misiniz bir sonraki tanýtým konumuz Death Note olsun? Logo ve diðer þeyleri ona göre yayýnlayayým? İstemek ne kelime harika olur!! :-[ İnsanlar Death Note'u izlemeyerek gerçekten çok fazla şey kaçırıyor ve burda şöööyle bi logo artı tanıtımla bikaç kişi daha izleyecekse bu gerçekten harika olur
|
|